AAN ALAHÇIN HATUN (YAŞAM TANRIÇASI)


Ayşen Sarıbaş

Mitler her şeyin yaratıldığı ilk var oluş hikâyesinde ya bütün kâinatın veya onun yalnızca bir parçası olan bir ağacın ya da bir kuş cinsinin insan davranışının ya da sosyal bir kurumun nasıl oluştuğunu ve kökeninin ne olduğunu anlatır. İlkellerin evren ve dünya içindeki yerlerini davranış biçimlerini belirleme çabalarına yardımcı olur.

İnsan davranışları ve inanışları için model teşkil eden, hayata anlam ve önem kazandıran dolayısıyla insanın kendi hayatını ve etkinliklerini anlamlandırmasını sağlayan ve çoğu zaman bir yaratılış öyküsüne uzanan ve geleneksel toplumlarca ‘’kutsal’’ ve ‘’gerçek’’ kabul edilen anlatılara mit adı verilir.

İnsanlar çok eski zamanlardan beri tabiatı, sadece doğallıyla değil ona dini değerler de yükleyerek algılamışlardır.

Eski Türklerdeki inanışlar arasında tabiat unsurlarına saygı gösterilmesi, dua edilmesi, kutsal kabul edilmesi gibi inanış ve uygulamaların var olduğu bilinmektedir.

Buna göre Eski Türkler tabiatta birtakım gizli güçlere inanıyor ve bu varlıkların canlı hatta ruhu olduğuna inanıyorlardı.

Genel anlamda bu tür ruhlara ‘’sahip’’ anlamında ‘’iye’’ deniyordu. Nitekim, Türkiye Türkçe ’sinde ‘’sahip’’ anlamında bir başka sözcük ‘’ıssı’’ yani ‘’iyesi’’ veya sahibi olmayan yere ‘’ıssız’’ denilmesinin mitolojik arka planında aynı anlayış ve dünya görüşü yatmaktadır.

Türk mitlerinin çok az bir kısmı 19.yüzyıldan itibaren yazıya aktarılarak günümüze ulaşmıştır. Bu mitosların önemli bir kısmı şaman sözlü kültürünün etkisinde kalarak değişmiştir.

Mitlere göre evren birbirinin üzerinde duran birkaç katmandan oluşmaktadır. Her katın özelliğiyle beraber katmanları tanrı, tanrıça, oğulları, kızları, iyelikleri ya da ruhları (iyi ya da kötü) vardır.

Alahçın Hatun,

Koruyucu ruh, orta dünyada yerin sahibesi, ruhların en büyüğü ve en saygını olarak yine inanışa göre cennette büyüyen yaşam ağacı Ulukayın üzerinde yaşar.

Yeryüzünün görüntüsü Alahçın Hatun, doğada ne varsa hepsinin iyilik içerisinde olmasını ister.

İnsanlar başka canlılara zarar verdiklerinde ağladığı ve küçük kasırgalar oluşturup gezdiği bu iyi kalpli ruhun, ışıklı bir yüze ve ak saçlara sahip olduğu söylenir.

Edebiyatın en önemli kaynaklarından biri olan mitoloji, oyun yazarları şairler ve ressamlar için sürekli bir esin kaynağı olmuş ve insan varlığıyla ilgili derin gerçeklikleri belirtmişlerdir.