Beytullah Kılıç
yıldızları düşlediğiniz mevsimdi
el uzattınız
geçti
çocukluğumu dişledim
hadi, herkes mağarasının tersini çevirsin
meyve ağaçlarına tırmandığınız mevsimdi
dibime düştüm
bu mevsimde zor bir cesettim
terliydim /hâlâ uyanamadım
gür solukta ölmüştüm
-içi oyulmuş su kabağına düşen gassal silüeti-
şarkılar söylediniz
aşklar serpiştirdiniz
yıldız tozu kuşlar uçtu düşlerimden
/hâlâ uyanamadım
suya, suya ve suya kurudum
derim, kemiğim gün gevreği
(günde kalmış ekmek yiyenler bilir)
sütü kesilmiş mevsimdim kendime
-aynamı ters çeviriyorum-
kentleri dişlediğiniz mevsimdi
dibini sıyırmıştım göğün
ormanın kuytusuna kurmuştum düşlerimi
ışığın kiri gelmeden yaşamıştım o tenhayı
o mevsimde
toprağı ve ağacı çatımda ve duvarımda birleştirmiştim
uyumuştum saman ve sarı toprağın beşiğinde
/sıva
/zaman
kavak gıcırtılarına teneke çalıp
kuşlarla dans etmiştim suyun pembe göğünde
doğup büyüdüğüm dağın eteklerinden
rengarenk boya kutuları devirmiştim mevsimime ve süt dişlerime
bu bol eylemli şiirde şimdinin tuz buz aynasından sesleniyorum
mağaralarınız talan
dağım talan
eğlendiğim suyun gözü çıkarıldı
dişle düş arası gıcırtıda bir mevsimden daha az artık avlular
/uyandık keşke